top of page


OKUNDUĞU GİBİ
Bilenin Bilmeyene Borcu Vardır

Yıllar içinde biriktirdiğim bilgileri sunmak için kurduğum kişisel site. Okunduğu Gibi platformuna hoş geldiniz. Sitemde size sunduklarıma göz atın. Okunduğu Gibi yeni şeyler öğrenmek isteyenler için bir ortam.
Ara


1. Engin Geçtan'ın İnsan Olmak Kitabı Üzerine Bir Değerlendirme
Engin Gençtan'ın İnsan Olmak adlı muhteşem şaheseri ile ilgili kısa bir inceleme.
Okunduğu Gibi
17 Eki 20204 dakikada okunur


Rollo May Freedom and Destiny Özgürlüğün Karakteristikleri Duraklamanın Önemi 9
Rollo May’in “Duraklamanın Önemi” bölümünü, kendi yalnızlık ve kaçınma hikâyemle birlikte ele alıyorum. Uyaran ile tepki arasındaki boşluğun, yani duraklamanın hem özgürlüğün hem de ruhla temasın alanı olduğunu tartışıyorum. Boş zamanı sürekli doldurma ihtiyacımın, duygulardan ve yalnızlıktan kaçış olduğunu gösteriyorum; çocukluk yaraları, değersizlik ve “seçilmemek” korkusuyla bağını açıyorum. Durmayı öğrenmenin, akışına bırakmanın ve kendimi kabul etmenin ilk adımlarını anl
Okunduğu Gibi
8 saat önce13 dakikada okunur


Rollo May Freedom and Destiny Özgürlüğe Giden Yanlış Yollar: Yakınlık Olmadan Seks Özgürlük müdür? 8
Yakınlık olmadan cinselliğin özgürlük olup olmadığını tartışan bu bölümde Rollo May, mahremiyetin yalnızca bedensel değil, duygusal bir açılma olduğunu vurgular. Yakınlık korkusu, sorumluluktan kaçış ve duygularla temasın bozulması sahte bir özgürlük hissi yaratır. Metin, incinme korkusunun ilişkilerden kaçışa, aşırı seçiciliğe ve ideal partner arayışına nasıl dönüştüğünü kişisel yorumlarla ele alıyor.
Okunduğu Gibi
1 gün önce5 dakikada okunur


Rollo May Freedom and Destiny Özgürlüğe Giden Yanlış Yollar: Yeni Narsisizm Verili Yaşam Örüntüsü, Kendini Sevme ve Duyguların Mesajı 7
Modern “ben çağı”nda özgürlük, sorumluluktan kaçış ve verili yaşam örüntüsünü inkâr etme biçiminde yaşanıyor. Rollo May’in “yeni narsisizm” eleştirisini Türkiye bağlamından yeniden okuyarak, kendilik duygusunun ancak sınırlar, kader ve sorumluluk kabul edildiğinde gerçeklik kazandığını tartışıyorum. Metin, kendini sevme ile başkasını sevme arasındaki gerilimi ve “kötü” duyguların taşıdığı bilgiyi ayrıntılı biçimde çözümlüyor.
Okunduğu Gibi
1 gün önce11 dakikada okunur


Rollo May Freedom and Destiny (Özgürlük ve Verili Yaşam Örüntüsü) Ölüm: Fanilik, İnkâr ve Anlam Arayışı 6
Rollo May’in “destiny / verili yaşam örüntüsü” kavramı bu yazıda ölüm gerçeğiyle kesişiyor. Ölüm bilincinin hem kaygı hem de yaratma itkisi olduğunu, dinî ölümsüzlük vaatlerinin ise bu acıya karşı toplumsal bir savunma olduğunu tartışıyorum. Faniliği ve incinebilirliği kabul etmenin, kendimizi kandırmaktan ve yenilmezlik fantezisinden vazgeçip, sınırlı imkânlarımızla anlam ve eser yaratmanın tek yolu olduğunu savunuyorum.
Okunduğu Gibi
3 gün önce11 dakikada okunur


Rollo May Freedom and Destiny (Özgürlük ve Verili Yaşam Örüntüsü) Sorumluluk 5.3
Rollo May’in verili yaşam örüntüsü ve sorumluluk ilişkisini sorguluyorum. Yaşamın belirlenmiş, değiştirilemez koşullarından söz ederken sorumluluğun nasıl mümkün olduğunu tartışıyorum. Çözüm, kişinin kendi yaşam ağını fark ederek geçmişi nesnel biçimde anlamlandırması ve bundan sonrası için bilinçli seçimler yapabilmesidir. Sekiz katmanlı verili yaşam örüntüsünü kullanarak değişmeyen ve değişebilen alanları ayırıyorum.
Okunduğu Gibi
5 gün önce4 dakikada okunur


Rollo May Freedom and Destiny (Özgürlük ve Verili Yaşam Örüntüsü) İnsanın Verili Yaşam Örüntüsü Nedir 5.2
Rollo May’in “destiny” kavramını, dinsel “kader”den ayırarak “verili yaşam örüntüsü” olarak ele alıyorum: doğum, ölüm, genetik, kültür ve tarihsel olaylar gibi değiştiremeyeceğimiz koşulların bütünü. May’in güçlü analizini, kavramı tutarsız kullanması nedeniyle eleştiriyorum ve çözümü şu çerçevede öneriyorum: Değiştirilemeyenle değiştirilebilir olanı ayırt etmek, otomatik pilottan çıkıp bilinçli seçimlere yönelmek.
Okunduğu Gibi
5 gün önce15 dakikada okunur


Rollo May Freedom and Destiny (Özgürlük ve Verili Yaşam Örüntüsü) İnsanın Verili Yaşam Örüntüsü Üzerine 5.1
Bu yazı, Rollo May’in özgürlük ve kader ilişkisini nasıl ele aldığını açıklıyor. Determinizmden “verili yaşam örüntüsü” kavramına geçişi inceliyor; özgürlük ile belirlenmişlik arasındaki döngüsel bağı somut örneklerle tartışıyor. Bilinç ve irade farkındalığının kişiye nasıl yeni bir hareket alanı açtığını; fakat bu özgürlüğün aynı zamanda yeni bir kaygıyı da beraberinde getirdiğini anlatıyor.
Okunduğu Gibi
6 gün önce6 dakikada okunur


Rollo May Freedom and Destiny: Özgürlüğün Krizi ve Özgürlüğün Paradoksları 4
Bu yazıda Rollo May’in Freedom and Destiny kitabındaki “Özgürlüğün Paradoksları” bölümünü ele alıyor; özgürlük ile yaşamın verili örüntüsü arasındaki gerilimi, kaygı, ölüm ve suçluluk gibi varoluşsal paradoksları, Büyük Engizitör’ün özgürlük–güvenlik çatışmasını ve isyan kapasitesini kendi kişisel deneyimlerim eşliğinde tartışıyorum.
Okunduğu Gibi
4 Ara7 dakikada okunur


Rollo May Freedom and Destiny Özgürlüğün Krizi ve Özgürlüğün Dinamikleri: Yapma Özgürlüğü, Oluş Özgürlüğü ve İçsel Tutumun Gücü
Rollo May, “Özgürlüğün Dinamikleri” bölümünde özgürlüğü iki düzeyde ele alır: Yapma özgürlüğü, kişinin uyaranlar karşısında durup tepki seçebilme kapasitesidir; oluş özgürlüğü ise daha derindeki tutumları ve kişinin içsel yönelimlerini ifade eder. May, Bettelheim’ın toplama kampı deneyimi üzerinden, dışsal özgürlük yok olduğunda bile içsel tutumun seçilebileceğini vurgular. İnsan, verili yaşam örüntüsü içinde sınırlıdır, fakat bu sınırlılık bizzat özgürlüğün kaynağıdır.
Okunduğu Gibi
3 Ara8 dakikada okunur


Rollo May Freedom and Destiny: Özgürlüğün Krizi ve Tek Adamın Yolculuğu 2.3 (belirlenmiş kaçınılmaz yaşam)
Bu yazıda Rollo May’in “Yeşil Mavi Delikanlı” ve “Yalnızlık ve Yeniden Doğum” alt başlıklarını ele alıyorum. Bastırılmış öfkenin özgürlüğü nasıl yok ettiğini ve yazgıyla yüzleştiğimizde ortaya çıkan yapıcı öfkenin dönüştürücü gücünü tartışıyorum. Ardından “belirlenmiş kaçınılmaz yaşam” adını verdiğim kavramı açıyor, içine doğduğumuz verili koşullar ile “akışına bırakmak” arasındaki gerilimi kendi deneyimlerim üzerinden sorguluyorum.
Okunduğu Gibi
2 Ara9 dakikada okunur


Rollo May Freedom and Destiny: Özgürlüğün Krizi ve Tek Adamın Yolculuğu 2.2 (sağlıklı öfke)
Bu yazıda Rollo May’in “sağlıklı öfke” kavramını ele alıyorum. Öfkenin sadece yıkıcı bir güç olmadığını, doğru işlendiğinde benliği bütünleştiren, enerjiyi ortaya çıkaran ve özgürlüğün kapısını açan bir güç olduğunu tartışıyorum. Kendi öfke deneyimlerim üzerinden, bastırılmış duyguların nasıl patolojik öfkeye dönüştüğünü ve sağlıklı öfkeye yaklaşmanın kişisel özgürleşme için neden gerekli olduğunu inceliyorum.
Okunduğu Gibi
2 Ara5 dakikada okunur


Rollo May Freedom and Destiny: Özgürlüğün Krizi ve Tek Adamın Yolculuğu 2.1 (Yaşamın Verili Örüntüsü)
Philip’in hikâyesi üzerinden özgürlüğün doğuştan gelmediğini, ancak potansiyel olarak var olduğunu tartışıyorum. Çocuklukta geliştirdiğimiz savunmaların bizi hayatta tutarken yetişkinlikte özgürlüğümüzü sınırladığını gösteriyorum. Utangaçlık, öfke, tedirginlik gibi sevmediğimiz özelliklerin aslında geçmiş koşulların ürünü olduğunu; “yaşamın verili örüntüsünü” görmekle özgürleşmenin ilk adımının atıldığını anlatıyorum.
Okunduğu Gibi
2 Ara9 dakikada okunur


Rollo May Freedom and Destiny: Özgürlüğün Krizi ve Özgürlüğün Bugünkü Krizi
Rollo May’in Freedom and Destiny kitabındaki “Özgürlüğün Krizi” bölümünü ele alan bu yazı, özgürlüğün sorumluluk, kaygı, olasılık ve verili yaşam örüntüsüyle ilişkisini inceliyor. Destiny’nin sınırlayıcı yapısı, kaygının yaratıcı yönü, terapinin özgürleştirici amacı ve bireyin kendi potansiyellerini fark etme süreci kişisel deneyimlerle birlikte tartışılıyor.
Okunduğu Gibi
30 Kas13 dakikada okunur


Rollo May Freedom and Destiny: 13 Yazılık Serinin Giriş Yazısı
Rollo May’in Freedom and Destiny kitabı üzerine hazırladığım 13 bölümlük bu seride özgürlük, kader, kaygı, seçim ve terapinin anlamını bölüm bölüm inceleyeceğim. İlk yazı, kitabın yapısını tanıtıyor ve “destiny” kavramını neden “yaşamın verili örüntüsü” olarak yorumladığımı açıklıyor. Serinin amacı, May’in fikirlerini hem kişisel hem varoluşsal düzeyde derinleştirmek.
Okunduğu Gibi
29 Kas4 dakikada okunur


Kendinle Yüzleşmek Neden Bu Kadar Zor?
Son iki ayda hızlı değişim isteğiyle yola çıktım ama hayatın gerçekçi olmayan beklentilerimi yüzüme çarptığını gördüm. Asıl mesele dünyanın değil, benim değişmem gerektiği. İç sesim bana ihtiyaçlarımı hatırlatıyor ama onu bastırdıkça kendimle bağım kopuyor. Çocukluktan gelen deneyimler duygularımı yönetmeyi zorlaştırıyor. Değişim, bu sesi düşman görmeden, duygularımı fark edip onlarla temas kurmakla mümkün.
Okunduğu Gibi
5 Eyl3 dakikada okunur


Değişim Arzusu ile Hayatın Gerçekliği Arasında
Son iki ayda içimde umutla hayal kırıklığı yan yana yürüdü. Hızlı değişim istedim ama hayatın akışının benden bağımsız olduğunu fark ettim. Ölüm korkusu, zamanın hızla akışı ve yalnızlık duygusu beni en çok zorlayanlar. Yine de dürüst ve derin bağlar kurulabileceğine inanıyorum.
Okunduğu Gibi
4 Eyl2 dakikada okunur


Toplum Hasta, Peki Terapisti Kim?
Bu yazı, insanın evrimsel geçmişiyle modern kültür arasındaki uyumsuzluğu ele alıyor. Bireysel sorunların toplumsal düzeydeki yansımalarını tartışıyor; ölüm korkusu, yalnızlık, özgürlük, anlam arayışı gibi varoluşsal temaların toplumu da etkilediğini savunuyor. Toplumların da bireyler gibi "terapiye" ihtiyaç duyabileceğini, ortak bir amaç ve anlam etrafında birleşmeden sağlıklı bir yapı kurulamayacağını vurguluyor.
Okunduğu Gibi
15 Haz6 dakikada okunur


İlkel Akrabalık - Çift Bağı İnsan Toplumunu Nasıl Doğurdu? 15
Uzun bir aradan sonra Primeval Kinship kitabına geri dönüyorum. Westermarck etkisi ve davranışsal homoloji kavramları üzerinden insan ve primat davranışları arasındaki evrimsel benzerlikleri inceliyoruz. Üç akademik makale üzerinden bu kavramları sorguluyorum, evrimsel tutarlılığı değerlendiriyor ve davranışsal örüntülerin genetik kökenli mi yoksa uyarlayıcı mı olduğunu tartışıyorum.
Okunduğu Gibi
11 Haz6 dakikada okunur


İçimde Büyüyen Soru: Ya Yetersiz Kaldıysam?
Bu yazıda, bir babanın izlediği Adolescence filmi sonrasında kendi oğluyla olan ilişkisini sorgulaması ve ebeveynlikte yaşadığı derin iç çatışmalar ele alınıyor. Sevgi, sorumluluk, öfke, çaresizlik ve toplumsal baskılar arasında sıkışan bir babanın iç dünyasına dokunaklı bir yolculuk sunan bu metin, hem bir öz eleştiri hem de bir sevgi manifestosu niteliğinde.
Okunduğu Gibi
5 Haz3 dakikada okunur
İLETIŞIM
https://www.youtube.com/channel/UCMHnYZkm7-WaDQrzAvLMS9A?view_as=subscriber
(+90) 212 234 56 78
bottom of page




















